31 Ekim 2009 Cumartesi

Yalnızlığın türkü oldu dudaklarımda kor aleviyle…

Yalnızlığın türkü oldu dudaklarımda kor aleviyle…
Bir de bakmışım ki o geceler çoktan unutulur oluyormuş…
Hadi deyince koşulmuyor ya, işte onun gibi bir şey...
Hazırlık istiyor, hazırlanmak istiyor... Kendince bir destan istiyor aşk…
Fedakârlığını unutup, itaat bekliyor ya...
Ne kadar serden geçebilirsin ki?
Yağmurun kırbacı gibi, dövüyor geceyi, şavkın tenine yansımış ey aşk.
Ay kadar masum bir ışıksın. Yalnız geceden doğan…
Şahadetim avuçlarımda, yılgın beyazlara saldım sensizliğiyle…
Göremezsin onları, yüreğim yanıyor ya dumanından…
Alkış ey talih, alkış sana… Mutlu musun ya?
Nidalarım edasız, ifasız akıyor tatsız, tuzsuz ırmaklar gibi.
Kenân ilinde Yusuf’um ılgın rüzgârım ardımda…
Senli bir türkü dudağımda, söverim aşk denen melunun suratına…
Heyhat! Ne denli ıssızmışız meğer…
Tutku ile karıştırır olmuşuz aşkı…
Sürekli sevmek mi demeliydim yoksa?
Böyle dayanaksız dururken aykırı, geceler bile şahit! Senin sarp yalınlığına…
Aşk diyorum sana! İsmin yok bende…
Yok ediyorum; cismini, ismini, evrene dağıtırcasına…
Artık ne bedenin, ne yalnızlığın var yanımda…
Avuçlarım bile soğudu bak!
Alıştım senin yokluğuna..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder