Aslında insan terkedilince yaşamı pek de uzun boylu değişmiyormuş...
Bunu da sayende öğrenmiş oldum sağol..!
Sen gidince, doğruyu söylemek gerekirse fazla karışmadı aklım. Bir iki kere gözlüğümü kaybedip buldum. Gelen mektuplar, davetiyeler... Hiçbirini merak edip açmadım. Günün her saatinde gerekli gereksiz bir sürü çekmece yerleştirip durdum, bozdum..!
Elime geçen herşeyi inceledim ama okumadım.
Geçiyor günler, büyütülecek birşey değilmiş ayrılık.! Bayağı olmuş be...!
İnsanlar şehirleri, bazen doğdukları büyüdükleri ülkeleri terkediyorlar. Geride kalıyor boş evler, hüzünlü boş evler...
Bavullara sığdırdıkları anılarıyla . Başka bir yerde yeniden başlayıp, banamısın demiyorlar... Benimki de ne ki? Sıradan bir ayrılık, kopuş, terkediliş, ne dersen de..!
Sürgün ayrılıklar gibi değil; aşk ayrılıkları gözümün bebeği sensiz de pek ala yürüyor hayat tıkır tıkır...!
İnsan özlemiyor değil tabi. Alışkanlık aşktan farklı bir illet..!
Akşam yemekleri, buluşma heyecanlarımız, beraberlikler, sarılıp uyumalar...
Güzel başlayıp; birbirimize girdiğimiz, seni seviyorum dedğimide sazan gibi atlayıp itiraz ettiğin ve kavga çıkardığın gecelerde; artık ne sen ne de ben esiyoruz, Anladım...!
Sıkıntı elimde ki kağıt kalemle akıp gidiyor. Çoğu kez elimde kağıt kalem uyuya kalıyorum sensiz, ayrılıkla...
Geçenlerde sahaflardan uçuk mavi ciltli bir kitap aldım. Sırf cildinin rengi güzel diye aldım. Bir serüven kitabı...
Mavi ciltli kitabın ilk sayfasında "Asuman'a" yazıyordu. Okuyabildiğim kadarıyla imzası "Mehmet", Tarih "1937"...
Demek Mehmet Asuman'a bu kitabı 1937 armağan etmiş. Sende bende doğmamaıştık o sıralarda...
Derken kitabın sayfalarının arasından kurutulmuş bir çiçek düştü. Uzun süredir kimseden çiçek almıyorum ya(!) heyecanlandım...
1937'den bir çiçek avuçlarımda, korkuyorum toz oalcak diye... Hemen ait olduğu sayfaya yerleştirdim.
70 yıldır bu iki sayfa çiçeği korumuştu...
Mavi ciltli bir kitapta bu iki sayfa 70 yıldır muhtemelen Mehmet'in Asuman'a verdiği çiçeği kucaklamış. Kitaplar sığınmış çiçekler..! Aşk da sığınmazmı kitaplara sözlere?
İstedim ki birgün seninde bana verdiğin bir kitapta arasında kalmış bir çiçeği bizden sonra birileri bulsun ve anlasınlar ki birbirimizi ne çok sevdiğimizi...
İsterdim ki aşkımız geride kalmasın. Gitsin geleceğe kuru bir çiçekle...
Anladım ki ayrılıklar da; geride kalan gidenin yerine ne koyacağını arıyor hep. İşin zor yanıda bu ya...!
Senin yerine kurutulmuş bir çiçek koyabilseydim...
Kitabı bıraktım, senin yerine ne koyacağımın peşindeyim artık.
Dün gece yoln başında ki ağaca gittim. Sarıldım ağaca sen sanıp saatlerce sarmaş dolaş kaldık sandım.
Senin yerine gece ağacını koydum sandım...
Senin yerine kendimi
Senin aşkın gideceğine benim hayatım gitsin diye
Senin aşkına benim hayatım
HATUNUM' A